Friday, July 9, 2010

Ailelerin Yaşadığı Zorluklar


Dislektik Çocukların Ailelerindeki Duygusal Gerginlik

Ebeveynler, özellikle anneler, çocuklarının disleksi olmasından dolayı ,duygusal olarak oldukça derinden etkilenirler.Ve çocuklarının disleksi olmasından doğan bir çok sorunla karşılaşırlar.

Öncelikle bu terimin anlamı hakkında kafa karışıklığı yaşayabilir, anlamakta zorlanabilirler. Özellikle ,Türkiye’de disleksi hakkında çok fazla bir bilgi yokken.

Dünyaya, disleksik bir çocuk getirdikleri için suçluluk duygusuyla acı çekebilirler.Ve belki de bu durumdan dolayı ebeveynler birbirlerini suçlayabilir.

Anne – babalar ileride çocuklarının ne yapacağına, önemli sınavlarda başarılı olup, olamayacağına (Lise-üniversite giriş sınavları)dair endişe duyabilirler.

Ailelerin en büyük korkusu okulda başarı gösteremeyen dislektik çocukların istenmeyen durumlara; suça veya uyuşturucuya yönelebilecekleri konusudur.

Aileler, çocuklarının sorununu yeterince iyi anlamayan öğretmenlere,yöneticilere öfke ve kızgınlık duyabildikleri gibi diğer aile üyelerine de öfke gösterebilirler. Bazen çocukla ilgilenme görevi bütünüyle annelerin sorumluluğuna yıkılabilir.Bu durumda anne bu ağır yükü tek başına taşımakta zorlanacağı için kendi ruhsal yapısında da dalgalanmalar yaşayabilir ve bu durum aile ortamını kötü yönde etkiler.

Doğru olan; ailede öğrenme güçlüğü yaşayan çocuğun sorumluluğunu aileye eşit bir şekilde dağıtmaktır (ki bu paylaşıma kardeşler-teyzeler-aile büyükleri de dahil edilmelidir.)

Okula sesini duyuramadığını düşünen ebeveynler bu durumdan dolayı acı çekebilirler.Veya okulun verdiği desteğin yetersiz kaldığını düşünebilirler.


Ortaya çıkan olaylar yüzünden çocuklarının öfke, sıkıntı ve hayal kırıklığı içinde olduğunu gören ebeveynler kaygılanabilir (anksiyete).

Aileler disleksi yüzünden çocuklarının günlük mücadelelerini, çektiği sıkıntıları gözlemlerken aşırı korumacı olabilir ve bu durumdan dolayı diğer aile bireylerine-arkadaşlara ve hatta okula zor anlar yaşatabilirler.

Aileler çocuklarının günlük aktivitelerine, ödevlerine yardım ederken bile stres olabilir ve bu durum aile içi tartışmalara neden olabilir.


Bazen anne – babalar yavrularını çok iyi tanıdıklarını, disleksinin çocuklarını nasıl etkilediğini çok iyi bildikleri konusunda uzmanları ikna edemedikleri için de öfkelenebilirler.

Dışardan yardım aldığı halde, çocuğunun durumunda herhangibir iyileşme olduğunu göremeyen anne-baba iyice umutsuzluğa kapılabilir.

Uzmanlar ve öğretmenler bütün bu faktörlerin farkında olmalı ve aileye sempati ile yaklaşmalıdırlar.

Aynı zamanda da aileler kendi durumlarını çok iyi değerlendirmeli ve çok fazla duygusal davranmamalıdırlar.Araştırmaya ve çalışmalara ara vermeyip sabırla bu yolda ilerlemenin karşılığını muhakkak ve muhakkak alacaklarını da unutmamalıdırlar.