Thursday, November 20, 2008

Görünmeyen İç Yüzümüz


Sarı saçlı, mavi gözlü, gülümseyen yüzlü bir erkek çocuğuyum. İnsanlar, anneme ne kadar yakışıklı ve şanslı biri olduğumu söylüyor. Fakat görünenin aksine hayatım karma karışık sürmekte;

Örneğin, hecelememin yetersizliğinden kelimelerin okunması, hiyeroglif yazısı gibi güç ve anlamsız geliyor. Hikâye yazmaya gelince, o da bir felakete dönüşüyor.
Eski okulumda dersinizi bitirinceye kadar teneffüse çıkmak yasaktı, ders içinde öğretmenimin verdiklerini bitiremediğimden hiç bir şekilde tenefüse çıkıp oyun oynamakta mümkün olmuyordu.
Öğretmenlerim zeki olduğumu söylemelerine rağmen, öğrenme konusunda hiç gayret göstermediğimi de söylüyorlardı. Öğretmenlerin benimle konuşmaları sadece bağırmalar şeklinde olmaktaydı. Diğer erkek çocukların benimle alay etmeleri beni yalnızlığa ve mutsuzluğa götürdü. Bu, beni kimsenin bulunmadığı bir adada yaşayan, kaybolmuş ve yalnızlığa itilmiş biri haline dönüştürmüştü.
Hayat hayattır, okul okuldur.

Yazan Alexandar - 9 yaşında disleksili bir çocuktur.
The Dyslexia Institute (UK ) izniyle.

No comments: